27 Ekim 2014 Pazartesi

İnovasyon

İnovasyon bu günlerde herkesin dilinde. Kimse tam olarak tarifini veremese de herkes iyi bir şey olduğu konusunda hemfikir. Bir inovasyon rüzgarı esiyor ki kimse bu rüzgardan nasipsiz kalmak istemiyor. Hatta bugün "İnovatif Beden Dili" konulu bir eğitim afişi gördüm. Hazır rüzgarı bulmuşken biraz yol almayı düşünen birilerinin fikri olmalı. Peki en genel tanımıyla ele alırsak inovasyon herkes için gerekli mi?

 

Bir işletme, herşey yolundaysa, rakamlar sürekli iyiye gidiyor ve sağlıklı projeksiyonlarla yakın vadede bir sorun görünmüyorsa inovasyon riskini almak yerine iyileştirme ve geliştirme düzeyinde kalmayı tercih edebilir. Fakat rekabetin sıkı yaşandığı, aynı ürün veya hizmet kolunda rakip sayısının her geçen gün arttığı bir piyasada inovasyon daha çok anlam kazanıyor. Çünkü iyileştirme ve geliştirme bir firmanın en fazla mevcudu korumasını sağlayabilir. Unutmamak gerekir ki yeni müşteriler genelde en iyisini veya en makulünü tercih eder. Dolayısıyla firmalar her zaman en iyi veya en makul olma konusunda en önde olmak için çaba harcarlar. En önde olmak ve orada kalmak için inovatif bir tutum içinde olmak gerekir, çünkü sadece gelişmeleri izleyip bekle-gör oynayan bir firma, daima takip ettiği firmanın tozunu yutacaktır.

 

Firmanın rekabette geri kalma riski varsa daha hızlı ve daha büyük adımlar atmak yetersiz kalabileceği için bir sıçrama gerekir. İnovasyon bu noktada bazen risklerine katlanmak kaydıyla tavşanın önüne geçmek için bir kestirme yol olarak görülebilir. Ya da duvarı tırmanmak yerine sıçrayıp üzerinden aşmak gibi düşünülebilir. Ancak bu sıçrama için bir sıçrama tahtasına ihtiyacınız olacak. Bu sıçrama tahtası sizin inovasyon ekibinizdir. Bir taşa basıp zıplamakla, bir sıçrama tahtasına basıp zıplamak nasıl farklıysa, ekibin gerekli yeteneklere sahip üyelerden ve yüzde yüz inovasyon için oluşturulmuş olması da o derece fark yaratacaktır. Ekip elemanlarının ilgilerinin ve zamanlarının dağılmaması için ekibin büyük kısmının sırf bu işe ayrılmış olması faydalı olacaktır. Farklı farklı işlerde çalışan insanları bu ekibe alırsanız, toplantı yapmanız bile sıkıntı olur. Çünkü muhtemelen birinin uygun saati, diğerinin yoğun saati olacak ve o yoğun kişi ya hiç gelemeyecek ya da gözü toplantı boyunca saatinde olacaktır. Bu kişi bir de inovasyon konusunda kendisi de çok ikna olmamış bir ekip elemanı ise katkısı çok düşük düzeyde kalacaktır. Her şirketin sadece inovasyon için ayıracak insan kaynağı bulması mümkün olmasa da bunu yapmaya çalışmalıdır.

 

İnovasyon çalışmalarının başarıya ulaşması için ekibin üstenme (commitment) seviyesinin yüksek olması gerekir. Bunu sağlamanın en sağlıklı yolu kurum içinde inovasyona gönül vermiş insanları ekibe dahil ederek onların heyecanından yararlanmaktır. Ancak ekip tamamen bunlardan oluşursa kurum içindeki bürokrasiyi aşmak mümkün olmaz. Bu nedenle engelleri aşacak güçte profesyonellerin ekibe önderlik etmesi gerekir. Böylece bir grubun heyecanı, kurumsal akıl ve güçle buluşur. Ekipte yüksek rütbeli birinin olması muhakkak fayda sağlar, ancak yüksek rütbelilerin zamanlarının kısıtlı olduğunu da unutmamak lazım.

 

İnovasyon kurum içindeki bazı kişiler tarafından kum havuzunda oynamaya benzetilebilir. Bilirsiniz kumu eşeleyen çocukların hep kumun içinde bir hazine bulma hayalleri vardır. Bu kişiler de inovasyon için çabalamanın bundan farklı olmadığını, olmayan bir şeyin bulunması için bu kadar zaman sarfetmenin anlamsızlığını dile getirebilirler. Bu kişiler muhtemelen çocukken hiçbir zaman kumda oynamamışlardır. Çünkü kumda oynayan çocuk için hazine bazen dondurma alabileceği bir elli kuruştur. İnovasyon çalışması sonucunda mutlaka dünyayı değiştirecek bir şey ortaya çıkarılması gerekmez. Ama kumu kazmadan altında ne bulacağınızı bilemezsiniz.